ANASAYFA BİYOGRAFİ KİTAPLAR YAZILAR BİLDİRİLER RÖPORTAJLAR KÜTÜPHANE İLETİŞİM
        Detaylı Arama

Facebook'ta Paylaş

Amerika'nın Stratejisi ve Gücü: I
Durmuş Hocaoğlu

Yeniçağ Gazetesi / 05.03.2005
 
Amerika dünya üzerindeki tam ve mutlak bir hakimiyet perçinlemesi için Ortadoğu mıntıkasında ölümüne bir zar atmış bulunuyor demiştik; çünkü bu, kara hakimiyet doktrininin kurucusu Mackinder'in 1904'te kısa fakat yoğun makalesi[1] ile ortaya atmış olduğu ve Hitler Almanyası'nın olduğu gibi Amerika'nın da ciddi bir değer atfettiği tezin bir gereğidir; kısaca söylendikte, Mackinder'in Heartland (Kalpgah) adını verdiği Asya'nın 'kalp sahasının' hemen dışında kalan ve Doğu Avrupa'dan başlayıp Himalayalar ve ötesine kadar uzanan kuşağın kontrolünü ele geçiren dünyaya hükmeder. İmdi böyle bir vazıyette neticenin aksinin zuhur etmesi ise, sonun, yani dünya hakimiyeti projesinin terkedilerek geri çekilmenin başlangıcını teşkil edecektir. Bunun içindir ki, Mackinder'in anılan makalesinin te'lif edilişinin yüzüncü sene-i devriyesi münasebetiyle, Mackinder'inki ile aynı adı taşıyan (The Pivot of History) kısa bir gazete yazısı yazan P. Kennedy, Amerikan siyasetinin bu stratejik bölgeye muhakkak hakim olması gerektiğini vurgulamakta ve şöyle demektedir[2]:
 
"Bu bölgenin Soğuk Savaş sırasında Sovyetler'in egemenliğinde olması pek çok Amerikalı jeopolitikçinin (Nicholas Spykman gibi) Mackinder'in teorilerini hatırlamasına yol açtı. ABD askeri gücünün son dönemde Afganistan'a ve çeşitli Orta Asya cumhuriyetlerine yansıması, bu hipoteze duyulan ilgiyi alevlendirdi."
 
"Mackinder'in bir başka çalışması da aynı derecede ilgiyi hak ediyor - Versailles Barış Anlaşması'nın çevresindeki tartışmalar sırasında 1919'da yayımlanmış 'Demokratik İdealler ve Gerçek' adlı eseri. /.../ (Bu eserinde) Mackinder, "Demokrasi savaş zamanları haricinde stratejik düşünmeyi reddediyor" demişti."
 
"1920 ve 30'ların büyük bölümü Mackinder'in görüşlerini doğruladı. En önemli üç Batı demokrasisi Fransa, Britanya ve ABD anlaşmazlığa düşerek yollarını ayırdı. Britanya ve ABD 1919'dan kısa süre sonra, Fransa ise 1930'larda ekonomik zayıflığı nedeniyle savunma harcamalarını önemli ölçüde kısmak zorunda kaldı. Japonya, İtalya ve Almanya'nın Milletler Cemiyeti sistemine yönelik tehditleriyle hiçbiri doğrudan yüzleşmek istemiyordu. Yeniden silahlanmaları ve çıkmak üzere olan savaşa hazırlanmaları oldukça geç, hatta Fransa'da iş işten geçtikten sonra oldu. Ancak o zaman stratejik düşünmeye başladılar."
 
"Şu anda Avrasya 'içkenar hilal'inde konuşlanmış yüz binlerce Amerikan askeri ve neden bu rotada devam etmesi gerektiğini durmaksızın açıklayan yönetimiyle Washington, Mackinder'ın 'tarihin coğrafi ekseni'nin kontrolünü ele alma öğüdünü tutmuş gibi görünüyor. Bugün bazı Amerikalı yeni muhafazakar entelektüeller, bu bölgedeki eski Britanya hakimiyetinden hayranlıkla bahsediyor; ABD 'sömürge ofisi'nin açılması talebinde dahi bulundular."
 
Paul Kennedy'nin demek istediği hulasa edilecek olursa: 1: Amerika, dünyayı domine eden emperyal bir güç olmak istiyorsa, Mackinder'in gösterdiği güzergahı ele geçirmekten başka çaresi yoktur; çünkü burası, deniz gücü hakimiyeti ile – ki bu da Alfred T. Mahan'ın "Deniz Hakimiyet Doktrini"dir – zaptu rapt altına alınması mümkün olmayan, dünyanın en büyük karasıdır; 2: Bunun için de, Bush'un yaptıkları doğrudur; aynen devam edilmelidir; 3: Bunun yanında, Demokrasi, büyük stratejiler için elverişli bir metod değildir; milletleri ve devletleri rehavete sevk eder, bu sebeple büyük stratejik gayeler için kısmen veya tamamen terkedilebilir.
 
İşte, bir köşe yazısı hacmine sığdırmaya çalışarak anlatmaya gayret edebildiğim kadarıyla, Amerika'nın stratejisinin teorisi kısaca bu olmaktadır. Haklı veya haksız; ama öyle görünüyor ki, dünyanın hakimi olmak için şart. Lakin bu da başka bir soruyu, bir önceki yazımızda değindiğimiz şu konuya getiriyor bizleri: Gücü bu kadarına yetebilecek mi?
 
Her vakit kraldan daha fazla kralcılar bulunur; bu husus, her cemiyette olduğu gibi bütün milletlerarası münasebetlerde ve siyasette de böyledir: Emperyal güçlerin kulları, çok kereler bizzat emperyallerin kendilerinden daha da fazla o güce hayran ve hizmetkar olurlar. Böyle bir vazıyeti biz de uzun zamandır yaşamaktayız: Nasıl ki Ermenilerden daha hızlı Ermeniciler, Kürtlerden daha ileri Kürtçüler, Avrupalılardan daha hızlı ve daha fanatik Avrupacılar varsa, Amerikalılardan daha eşedd Amerikancılar da var karşımızda; tıpkı, bundan önce sözünü ettiğimiz üzere, "Amerika böyle istiyor" diye Türkiye'nin Amerikan lejyoneri ve tetikçisi olarak Irak harbine girmesini teşvik eden köşe yazarları gibi. Bütün bu koronun haykıra haykıra dillendirdiği nakarat da hemen hemen aynı: "Amerika 'He Man'dir, Arz'ın efendisidir, her şeye kaadirdir; O'na mukavemet edilemez, karşısına geçersek bizi de ezer, yanında durur ve arz-ı ubudiyette kusur etmezsek, uluvvü cenab efendimizin artıklarından  bize de birşeyler düşer".
 
... devam edeceğiz.
 
 
[1] Sir Halford John Mackinder., "The Geographical Pivot of History"., Geographical Journal., 1904., Vol: 23, pp.421-444. Mackinder'in bu makalesi hakkında geniş bir yorum için, bkz.: Robert B. Downs., Dünyayı Değiştiren Kitaplar., Çeviren: Prof. Dr. Erol Güngör., Tur Yayınları., İstanbul., Bölüm 9. Merkez Bölgesi ve Dünya Adası. Sir Halford J. Mackinder (1861-1947): Tarihin Coğrafi Mihveri s.181-198;
[2] Paul Kennedy., "Amerika'nın Bir Görevi Var" (The Pivot of History)., The Guardian International.,19.06.2004, Thursday., Türkçe Çeviri: Radikal., 25.06.2004, Cuma, s.8
Yazıyı PDF dosyası olarak indirmek için tıklayınız. [ Boyutu: 198,12 KB ]
BU DİZİDEKİ YAZILAR
Amerika'nın Stratejisi ve Gücü: I
Amerika'nın Stratejisi ve Gücü: II




Copyright ©2006-2024, Durmuş Hocaoğlu

Sitede yayınlanmakta olan yazılar kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir.

Anasayfa  |  Biyografi  |  Kitaplar  |  Yazılar
Bildiriler  |  Röportajlar  |  İletişim