ANASAYFA BİYOGRAFİ KİTAPLAR YAZILAR BİLDİRİLER RÖPORTAJLAR KÜTÜPHANE İLETİŞİM
        Detaylı Arama

Facebook'ta Paylaş

Darwinizm, İnsan ve Dil: II
Durmuş Hocaoğlu

Yeniçağ Gazetesi / 26.03.2006
Darwin'in "yüksek hayvan" olarak tavsif ettiği İnsan'ın "aşağı hayvan"dan biyolojik süreçlerle vücut bulmasına ilişkin olarak ele aldığı dil bahsi, hakikat halde hiçbir şeyi izah edemediği gibi, daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz bir hale getirmekten başka birşeye yaramamıştır. Çünkü, kurgulamış olduğu senaryoya göre, "aşağı hayvan"ın tekellüm edebilmesi için geçirdiği safhalardaki fiilleri, zaruri olarak, nihai safhadaki "konuşan hayvan"da mevcut olacak olan nitelikleri gerekli kılmaktadır: Bilinç ve zihni faaliyet. Burası, Darwin'in felsefi / entellektüel açıdan yetmezliğinin olanca çıplaklığı ile ortya konduğu noktadır; zira, açıkça zahirdir ki, salt bir "tabiat bilimcisi" sıfatıyla insan dünyasına girmenin şaşkınlığı içerisinde bulunmaktadır. Eserinin bir yerinde, İnsan'a varlık aleminde mahiyet itibariyle ayrı bir yer tayin edilmesi gerektiğini ileri sürenlere itiraz ederken sarfetmiş olduğu şu söz, O'nun, bu konudaki şahsi yetersizliğini sezinlediğini, ama arkasını getiremediğni göstermektedir: "Kimi doğa bilginleri, insanın zihni ve ruhsal yetilerin­den çok etkilendikleri için, bütün organik evreni İnsan, Hay­van, Bitki olmak üzere üç aleme ayırmışlar, böylece insana ayrı bir alem bağışlamışlardır. Doğa bilgini ruhsal yetileri karşılaştıramaz ya da sınıflayamaz: ama, benim yaptığım gibi, insanın ve daha aşağı hayvanların zihni yetilerinin, aşama bakımından pek çok farklı olmakla birlikte, nitelik bakımından farklı olmadığını göstermeye çalışabilir. Nasıl olursa olsun, büyük bir aşama farkı, insanı ayrı bir aleme koyma hakkını bize vermez." [İnsanın Türeyişi., s.197]. Burada dikkat çekmek çekilmesini lüzumlu addettiğim kilit nokta, şu ibaredir: "Doğa bilgini ruhsal yetileri karşılaştıramaz ya da sınıflayamaz.". Yani, Darwin, aslında, zımnen, "ruhi-olan"ın "maddi-olan" ile açıklanamayacağını itiraf etmekte ve bu itirafta bulunurken, yine zımnen, İnsan'ın, maddi yanıyla cisimler dünyasına (Res Extensa) ait olmakla beraber, bir bütün olarak ele alındığında bu dünyanın dışında duran ve aslı "ruhi şey", veya "düşünen şey" (Res Cogitans) olan bir varlık olduğunu ve binaenaleyh, tabiat bilimleri mantığı ve metodu ile, salt maddi-biyolojik-fizyolojik prensiplere indirgenerek ele alınamayacağını; İnsan'ın mahiyetinin tabiat bilimciliği mantalitesiyle çözümlenemeyeceğini de kabul etmiş olmakta, ancak, hemen akabinde, aynı mantaliteyi ve aynı mantığı, musırrane tatbik etmeye devam etmekten geri durmamaktadır.
 
Böylelikle, konuş(a)mayan ve dolayısıyla da düşün(e)meyen bir varlıktan konuşabilen ve düşünebilen bir varlığa geçiş yaparken, baş vurduğu tabiat bilimleri mantığı ve metodu muktezasınca, tecrübe edilebilir - yani bu safhaların herbirisine ait detaylı ve test edilebilmesi, dolayısıyla da doğrulanabilmesi mümkün -objektif veriler sunması gerekirken, bu defa bunu da yapamamakta ve safhaların birinden diğerine geçişin en kritik noktası olan bu diyalektik dönüşüm noktası, test edilebilme imkanı olmayan halis metafizik bir nitelik kazanmaktadır. Burada "tecrübe edilebilir objektif veriler"den kastettiğim, tamı tamına, şayet, hayvan, çeşitli doğal sesleri, başka hayvanların bağırtılarını ve kendi içgüdüsel çığlıklarını, işaretlerden ve el hareketlerinden de yarar­lanarak örnek tutmak ve onlarda biraz değişiklik yaparak konuşmaya başlamış ise, bütün bu vuku' bulduğu ileri sürülen ameliyelere ait kanıtların orta yere konmasıdır ve olmayan da budur. Bu hale göre Darwin'in Adem'i, insan-öncesi bir yaratığın bir ucundan girip öteki ucundan insanlaşaış olarak çıktığı, sadece giriş ve çıkış noktaları gözlemlenebilen, ama içinde nelerin olup-bittiği belrisiz bir tünelden geçerek aniden karşımıza "insan" olarak çıkmaktadır diyebiliriz.
 
Burada dikkat çekilmesi faydalı olan bir diğer husus da Darwin'in sürekli olarak vurgu yaptığı "üstün", "aşağı" gibi kavramlardır; O, haddi zatında sadece umumen İnsan'ı bir "yüksek hayvan", veya bir "üstün hayvan" olarak görürken, diğer yandan, insanları da ırklarına göre, "üstün ırk", "aşağı ırk" tasnifine tabi tutmakta ve ilginç bir ilişkilendirme ile, "aşağı hayvan" ile "üstün hayvan" mukayesesine sağlam bir "ilmi" (?) örnek olarak, "aşağı ırk" addettiği insanlar ile, "yüksek ırk" addettiği insanlar arasındaki farkı vermektedir. Şu cümleler yine aynıyla kendisinindir [İnsanın Türeyişi., s.89]:
 
"Ateş Ülkeliler, en aşağı barbarlardan sayılır; ama ben, İngiltere'de birkaç yıl kalmış, ve biraz İngilizce konuşulabilen, ve Majestelerin Gemisi Beagle'de bulunan üç yerlinin, eğilim ve zihni yetilerimizin pek çoğu bakımından bize ne kadar çok benzediklerini gördükçe şaşıyordum./.../Bir barbarla, örneğin eski denizci Byron'un anlattığı o bir sepet deniz kestanesini düşürdüğü için çocuğunu kaya­lara çarpan adam ile, bir Howard ya da Clarkson arasında­ki ahlaki tutum farkı; ve hiçbir soyut terim kullanmayan yabanıl bir insan ile bir Newton ve Shakespeare arasındaki zeka farkı da az değildir. En yukarı ırkların en üstün insanları ile en aşağı yabanıl insanlar arasındaki bu türlü fark­lar, pek küçük aşamalarla birbirine bağlıdır. Bundan ötürü, birinden öbürüne geçilebilir ve gelişilebilir."
 
Darwin'in, kendi çağının en güçlü düşüncelerinden olan ve özü de Beyaz Adam'ın tabii üstünlüğüne dayanan Irkçılık'tan ne kadar etkilendiğini açıkça gösteren bu cümleler, analojik olarak, O'nun dünya görüşünde, beyaz-olmayanların, beyaz-olanlara nisbetle, insanlaşma safhasının hemen altında bulunan insan-öncesi hayvana denk düştüğünü de göstermektedir. Darwin belki siyasi olarak ırkçılığı savunmuyordu, ama, halisüddem, safi ırkçı olan bu fikirlerden de ancak Nazilerin toplama kampları ve insan haraları, veya Amerikalıların Ebu Gurayb hapishanesi ile Guantanamo üssü çıkar; başkası değil.
NOT: Bu yazının matbu metninde son paragraf basılmamıştır.
Yazıyı PDF dosyası olarak indirmek için tıklayınız. [ Boyutu: 189,69 KB ]
BU DİZİDEKİ YAZILAR
Darwinizm, İnsan ve Dil: I
Darwinizm, İnsan ve Dil: II
Darwinizm, İnsan ve Dil: III
Darwinizm, İnsan ve Dil: IV
Darwinizm, İnsan ve Dil: V
Darwinizm, İnsan ve Dil: VI
Darwinizm, İnsan ve Dil: VII




Copyright ©2006-2024, Durmuş Hocaoğlu

Sitede yayınlanmakta olan yazılar kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir.

Anasayfa  |  Biyografi  |  Kitaplar  |  Yazılar
Bildiriler  |  Röportajlar  |  İletişim