ANASAYFA BİYOGRAFİ KİTAPLAR YAZILAR BİLDİRİLER RÖPORTAJLAR KÜTÜPHANE İLETİŞİM
        Detaylı Arama

Facebook'ta Paylaş

Öz Türkçecilik'ten Linguistik Domino'ya
Durmuş Hocaoğlu

Yeniçağ Gazetesi / 22.09.2006
Türkçe'nin sadeleştirilmesi ile başlayan akımın Öz Türkçecilik ile varmış olduğu nokta, tam bir toplum mühendisliği örneği teşkil etmektedir ve esasen, zamanının ahval ve şeratine de gayet uygun düşmektedir; çünkü, Cumhuriyet ile birlikte yeni bir millet yaratılması hedeflenmiştir ve hatta, "On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan" ifadesinin en vurgulu kısmını oluşturduğu Onuncu Yıl Marşı'nda ifade edildiği üzere, yaratılmıştır bile. Dikkat edilecek olursa, Marş, sadece bir yeni nesil yetiştirmekten söz etmiyor – dahi, zamanın kısalığı gözönüne alınacak olursa bunun imkansızlığı da kabul edilir – daha büyük bir iddiada bulunuyor: Nüfusun tamamının yenilendiğini söylüyor; gençleştirilerek yenilenmiş ve adeta yeniden yaratılmış bir millet. İnanılmaz bir şey, ama başarılmış her nasılsa. İşte, çok kapsamlı bu büyük projenin bir parçasını oluşturan işbu dil bu projesinin, jakoben bir vasıf taşımakta olduğu münakaşadan varestedir; ancak Fransız jakobenizminden etkilenmiş olduğu aşikar olmakla beraber ondan çok daha ileri kültür alanlarına uzanan bu projenin, aynı zamanda - banilerinin ne kadar aşina oldukları ve ne kadar ilgilendikleri meçhul olmakla beraber – bir başka felsefeden de bir tür etki taşıdıkları söylenebilir: Hegel felsefesi. Proje, bir bakıma Hegel felsefesinin bir kopyası gibi de durmaktadır aynı zamanda; daha basit, daha alt seviyede olsa da: Ancak, mühim bir fark söz konusudur burada: Tarihe müdahale. Proje, bir manada, tarihe müdahale ederek, bir kere bidayetinde kendisine yabancılaşan ve mütemadiyen kendisine yabancılaşma safhaları geçiren "Türk Geist"ının artık, kendisine dönebilmesini hedeflemekteydi. Bu noktada, "Bozkurtların Ölümü"nde Nihal Atsız'ın Kıraç Ata'nın ağzından, Vey Nehri kıyısında ölen Kürşad İhtilali'nin kahramanlarına, öldükten binüçyüz yıl sonra dirilecekleri kehanetinde bulunmuş olması, önemli bir anahtar olabilir bu şifrenin çözümünde: Kürşad İhtilali'nin tarihi 639 olduğuna göre, Vey Nehri'nde şehid olduktan sonra Tanrı Dağı'na uçarak atalarının ruhlarıyla kavuşan Türkler'in dirilişleri, "Romanın Hikayesi"nde olduğu gibi, Cumhuriyet'in ilk yıllarının Ankara'sında olmaktadır: Artık Türk Geist'ının tarihteki yabancılaşması nihayete ermiş, kendisine avdet etmiştir. Atsız'ın bu tezi, konuyu daha da uzatmamak için cevaplandırmaktan imtina edeceğim mühim bir sual ortaya çıkarmaktadır: Nerede başlamıştır bu yabancılaşma? Cevaplandırmaktan imtina edeceğim, ancak, kaba bir hesapla, bütün Müslüman Türk tarihini ihata etmekte olduğuna da dikkat çekmek isterim; bence anahtarın en önemli tarafı burası.
 
İmdi: Türk'ün "Gerçek Türk" olarak dirilmesini hedef ittihaz edinen iradenin bu maksatla mutlaka ve behemehal şart gördüğü "Gerçek Türkçe"ye dönüş demek olarak da okunabilecek olan Öz Türkçecilik operasyonunun, etkilendiği başka felsefeler de var şüphesiz; vakıa bunlarla da ne kadar aşinalık kurulduğu yine meçhul, ama 'bir şekilde' de olsa var. Yine, hayli mufassal olduğu için bu sütuna taşımaktan imtina edeceğim bu teoriler, Konvansiyonel Pozitivist Teori, Mekanisist Teori ve Organisist Teori de zengin bir dil yaratılmış olacaktır; tıpkı yeni bir millet yaratılmış olduğu gibi. olup, Dil'i, tarihi ve kültürel bir varlık olmaktan çıkararak tabii (natürel), doğal (fizikal) ve uzvi (organik) bir varlığa irca ettikleri için, O'na, müdahale edilmesi meşruiyetini de  vermektedirler. Bunlara göre, çok kalın çizgilerle ifade edilecek olursa, dil dediğimiz şey, neticeten, mekanik-organik birer işaretleşme vasıtası olan kelimelerden mürekkeptir; o halde istenildiği gibi imal ve/ya bir başkasıyla mübadele edilebilir. Böylece adına, "Kelime İmalatı" (Word Manifacturing) denen ameliye ile avami tabiriyle "masa başı" imal edilen kelimelerle gırtlağına kadar işba halinde olan "yeni", "yepyeni" ve üstelik fevkalade
 
Mantık görünürde güzel ve doğru; ama acaba sahiden öyle mi ve sahiden o kadar basit mi?
Yazıyı PDF dosyası olarak indirmek için tıklayınız. [ Boyutu: 163,18 KB ]
BU DİZİDEKİ YAZILAR
Saf veya Öz Dil Aramak Akıla Ziyan Çılgın Bir Çabadır
Öz Türkçecilik, Türk'ün Altın Çağı ve Düşüşü
Öz Türkçecilik ve 'Türk'ün Altın Çağı'nın İhyası
Öz Türkçecilik'ten Linguistik Domino'ya
Öz Türkçecilik, Uydurmacılık ve Linguistik Domino




Copyright ©2006-2024, Durmuş Hocaoğlu

Sitede yayınlanmakta olan yazılar kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir.

Anasayfa  |  Biyografi  |  Kitaplar  |  Yazılar
Bildiriler  |  Röportajlar  |  İletişim