ANASAYFA BİYOGRAFİ KİTAPLAR YAZILAR BİLDİRİLER RÖPORTAJLAR KÜTÜPHANE İLETİŞİM
        Detaylı Arama

Facebook'ta Paylaş

Siyasi Basirete Dair
Durmuş Hocaoğlu

Yeniçağ Gazetesi / 08.07.2007 Pazar
Görünen o ki, eskisi kadar güçlü olmasa da yenilenmiş bir AKP iktidârına doğru gidiyoruz; hem de rakipleri tarafından ihsan buyurulmuş bir AKP iktidârına. Nasıl mı? Arzedeyim, kısaca:
 
Bahara doğru Sayın Erdoğan'ın ve AKP'nin kredisinde ciddî bir düşüş âşikâre müşâhade edilir olmuştu; "reyting" yüzde otuzun altına doğru gidiyordu. Ancak, Cumhurbaşkanlığı mes'elesinin bir krize dönüşme istîdâdı göstermesi de yine aynı zamanlara denk düştü ve bu kriz, mâlûm 367 tartışması ile kronikleşeceğinin sinyalini verdi; derken "E-Darbe" geldi ve herşeyi şirâzesinden çıkardı. Şimdi artık orta yerde bir "darbe" görünüyordu ve bir de "millî irâde" ve kimin hangi safta durduğunu da Ulusalcı Hareket'in Cumhuriyet mitingleri daha bir pekiştirilmiş olarak gösterdi ve derken akabinde Cumhurbaşkanı seçiminin kilitlenmesi ile senaryo büyük ölçüde itmam edilmiş oldu: E-Darbeciler ve Ulusalcılar Sayın Erdoğan'ın ve AKP'nin erimeye yüztutmuş olan kredisini, dolaylı olarak "millî irâdenin önünü kesmek isteyen jakobenler" rolünde  büyük bir muvaffakıyet ile diriltmişlerdi; büyük mâşaallah.
 
İmdi; iki ihtimâl görüyorum: Ya hepimiz milletçe, topyekûn, esrârengiz mahfillerce hazırlanmış, basit ama sağlam mantıklı ve bütün aktörlerin rollerini gayet mükemmelen icrâ ettiği ustalıklı bir senaryoyu şaşkın bakışlarla seyrettik, veya, Erdoğan ve AKP karşıtı bütün cephenin icrâ ettiği basit bir ideolojik körlükten ve siyâsî okuma nedir bilmezlikten başkası değildi; ama netîce olarak bu milletin başına bir AKP iktidârını daha hediye etmek üzere bulundukları için de herhâlde mes'ud ve bahtiyar olsalar gerektir.
 
Doğrusu siyâsî basîret dediğiniz de ancak bu kadar olur.
 
***
 
Bu büyük hizmette daha başkalarının da payı var hiç şüphesiz; onlara bilâhare temas edeceğim. Ancak, bugün, bundan sonrasını kısa ve özlü bir "zarûrî" açıklamaya hasredeyim müsâadenizle.
 
Yeniçağ'da tefrika ettiğim "Dersimiz Milliyetçilik" başlıklı uzun yazı dizisinin yirminci bölümünde ["Felsefe, Bilim ve Milliyetçilik"; 16.04.2007], "Felsefeyi reddetmek de bir (en azından, 'bir tür') felsefedir; nitekim, "Felsefe Ne İşe Yarar?" sorusuna karşılık 'felsefenin gâvurluğa yaradığını, felsefenin olduğu yerde düşüncenin, düşüncenin olduğu yerde de felsefenin barınamayacağını, bunun için de Müslümanların felsefeden kurtulması gerektiğini' ileri süren yazarın yaptığının da bir felsefe olması gibi" dememe karşılık olarak, bahse konu ettiğim bu makalenin [Sait Mermer., "Felsefe Gâvurluğa Yarar"., Düşünen Siyaset., No: 18, Temmuz 2003, s.87-91] müellifi, Millî Gazete'deki köşesinde, 11 Haziran tarihinde dozu kaçmış bir cevap yayınladı. "İş Bildiğiniz Gibi Değil Sayın Durmuş Hocaoğlu" başlıklı yazısından da anlaşılabileceği gibi 'işin aslını' kendisinin bilâ şekk ü şüphe bildiğine kaanî olan Sayın Mermer, bendenizin mes'eleden bîhaber oluşuma örnek olarak da, Gazzâlî'nin niçin eserinin adını Meşşaîlerin Tutarsızlığı değil de, Filozofların Tutarsızlığı olarak koymayı tercîh ettiğini soruyor ve tabiî felsefenin "küfür" olduğu şeklindeki fikrini tekrar ediyor. Belki müsâit bir vasatta, muvâfık bir uslûpla olmak şartıyla, faydalı bir tartışmaya yol açabilecek olan bu sataşmaya - Gazzâlî'nin eserinin adını niçin Felsefe'nin Tutarsızlığı değil de, Filozofların Tutarsızlığı olarak koymayı tercîh ettiğini sormanın dışında - cevap vermeyi düşünmüyorum doğrusu; çünkü vasat hiç müsâit değil. Değil, çünkü, evvelen, Yeniçağ'da bu gibi yazılar için uzunca bir müddet kendime perhiz kürü uygulayacağımı taahhüd ettim; sâniyen, kaldı ki bu gibi tartışmaların asıl mekânı dergilerdir ve ben de şu ânda mesâîmi başka bir makaleye hasretmiş bulunuyorum ve sâlisen, böyle polemikçi sofistikasyon uslûbundan da hiç hazzetmem. 
 
Saygıdeğer okuyucularıma not: Gazetemizin internet sitesinde bir müddetten beri devam etmekte olan teknik problemler yüzünden, yazarların e-posta adreslerine ve yazı arşivlerine ulaşmak mümkün olamamaktadır. Bu sebeple, kıymetli kaarîlerime yardımcı olabilmek maksadıyla, e-posta adresimi ve 1984'ten günümüze dek bütün gazete ve dergi yazıları arşivime ulaşabilecekleri şahsî site adresimi vermek istiyorum.
 
Yazıyı PDF dosyası olarak indirmek için tıklayınız. [ Boyutu: 304,07 KB ]




Copyright ©2006-2024, Durmuş Hocaoğlu

Sitede yayınlanmakta olan yazılar kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir.

Anasayfa  |  Biyografi  |  Kitaplar  |  Yazılar
Bildiriler  |  Röportajlar  |  İletişim