ANASAYFA BİYOGRAFİ KİTAPLAR YAZILAR BİLDİRİLER RÖPORTAJLAR KÜTÜPHANE İLETİŞİM
        Detaylı Arama

Facebook'ta Paylaş

Lizbon Antlaşması ve Gerçek Bir 'Avrupa Birliği' Binâ Etmenin Güçlükleri: V
Durmuş Hocaoğlu

Yeniçağ Gazetesi / 06.01.2008 Pazar
Avrupa Birliği herhangi bir ittifak olarak değil, teoride tam bir bütünleşme projesi olarak tasarlanmıştı: Federal - veya konfederal, ama baskın olarak, federal - bir teşekkül, nihâyetinde ise bir "yeni devlet"! Ancak, bu noktada, birtakım farklı fikirler de oluşmuştu; Yenigerçekçi Akım'ın, uluslararası iliş­kilerdeki temel birimin ulus devletler ol­maya devam edeceği üzerinde ısrar ede­rek, Avrupa'nın federal bir devlet haline gelmeyeceği öngörüsünde bulunduğunu, Avrupa Şüphecileri'nin (Eurosceptists) de bu fikri paylaş­makta ve Birlik'in Orta ve Doğu Avrupa'yı içine katarak genişlemesi ve üye sayısının otuza veya otuzun üstüne çıkmasıyla bir­likte, AB kurumlarının federal unsurlarının zayıflayacağını ve belki de ortadan kalka­cağını umut etmekte olduğunu, AB'deki yurttaşların büyük bölümünün birlik kurumlarına daha olumlu baksa da, Avrupa Birliği Antlaşması (ABA, 1992) sonrasında Birlik'in uzaklığı ve karmaşıklığıyla ilgili bir rahatsızlık dalgası ortaya çıkmış olduğunu söyleyen J. Pinder, 1998'de, sonuç olarak, "Federalistler, bu iddialara İngiltere ve Danimarka dışında tüm üye devletlerin, ABA içine federal hedeflerin dahil edilme­sini kabul etmeye hazırlıklı olduklarını, İngiltere'nin yeni İşçi Partisi hükümetinin buna daha olumlu yaklaşabileceğini ve eğer İngiltere ile diğer ülkelerin inadı kırılmazsa, federal bakışı paylaşan çekirdek ül­kelerin federal amaç doğrultusunda birlikte ilerleyebileceklerini savunarak cevap ve­receklerdir. Federalistler genişlemenin geç­miş dönemde her zaman federalizm yö­nünde yeni adımları beraberinde getirdiği­ni öne sürebilirler. Ayrıca, AB yurttaşlarının federalizm fikrine karşı çıkmayacaklarına ilişkin kanıtlar da mevcuttur: Örneğin, 1995 sonlarında yapılan bir araştırmaya ka­tılanların yüzde 45'inin, birlik için federal bir yapıyı kabul etmeye hazır oldukları ve bu yapının karşısında yer alanların oranı­nın sadece yüzde 15 olduğu görülmüştür. Federalizm karşıtı olarak bilinen İngilizler arasında, federalizm lehinde olanların ora­nı aynıyken, aleyhte tavır alanların oranı yüzde 19'u aşmamaktadır (Komisyon, 1996)." demekte ve konuyu şöyle bağlamaktadır:
 
Federal Avrupa, gerçekleşmesi ga­ranti görülemeyecek kadar büyük ve zorlu bir projedir, fakat federalistlerin bunun en nihayetinde başarılacağına inanmak için gerekçeleri bulunmaktadır[1].
 
Filhakîka, "federal bir Avrupa", gerçekleşmesi ga­ranti görülemeyecek kadar büyük ve zorlu bir proje. Proje'nin zimamdarları, Amerika'nın federal tecrübesinden çok derin bir sûrette etkilenmişlerdi[2] ve 2000'in ilk birkaç yılına kadarki gelişmeler de bu istikamette hayli umut verici idi; ancak, problem şurada düğümleniyordu: Avrupa'daki şartlar, Amerka'nın tarihî şartları ile ne kadar örtüşüyordu? Herbirisinin arkasında büyük bir tarihî derinlik bulunan bu kadar milletten nasıl bir "tek millet" oluşturulabilecekti? Nitekim, günümüzden tam on yıl önce konu ile ilgili bir makale kaleme alan Rusconi, bunun başarılabilmesi için Avrupa'da homojen, ortak siyâsî kararlığa sâhip bir halk topluluğu, yâni kararlı bir siyâsî cemiyet, teknik adıyla bir "demos" olması gerektiğini ileri sürerek şunu söylemekteydi[3]:  
 
Bu noktada bu demos kavramını Avrupa Birliğine teşmil etmeye çalışmanın makul olup olmadığı meselesi ortaya çıkar. Pasa­portlarımızda yazılı Avrupa vatandaşlığı bir Avrupalı demosun mevcudiyetine işaret eder mi? Bu Avrupa vatandaşlığı, ulusal vatan­daşlık hisleriyle çatışmaksızın, karşılıklı his ve dayanışmanın birleştirici bağlarıyla ulus aşırı bir aidiyet duygusu yaratır mı?
 
Birçok halkı aynı kazanda pişirerek bir tek halka tahvîl etmek demektir bu; acaba mümkün mü? AB'nin Proje'de öngörülen hedefe varması, bu suâle verilecek cevâba bağlı: Bir "Avrupa Halkı", bir "Avrupa Milleti"?
 
Nasıl? Olabilir mi?
 
Külliyen imkânsız değil elbet de; ne var ki fevkalâde müşkil bir mes'ele, çünkü şartlar Amerika'ya özenecek kadar müsâit değil.
 
Şimdi AB'nin elitleri tam da bu suâle verilecek cevapla sonu tâyin edilecek bir yol kavşağında durmaktalar.    
 
 
[1] John Pinder., "Federalizm"., Desmond Dinan (Ed.)., Avrupa Birliği Ansiklopedisi., Çev.: Hale Akay., Cilt: I, İst., 2005., Kitap Yayınevi Ltd., s.433
 
[2] Füsun A. Arsava, "AB'nin Anayasa Tasarısı Işığında Federal Yapısı"., Ankara Avrupa Calışmaları Dergisi., Cilt: 5, No: 3, Bahar 2006, s.2
 
[3] Gian Enrico Rusconi., "Bir Avrupalı Kimliği İnşa Etmenin Zorluğu"., Çev.: Yusuf Ziya Çelikkaya., Türkiye Günlüğü., Sayı: 80, Bahar 2005., s.109-121 [Tercümeye esas metin: "The Difficulty in Building a European Identity"., The International Spectator, Volume XXXIII No. 1 (January-March 1998)., Translated by Gabriele Tonne]., s.111
Yazıyı PDF dosyası olarak indirmek için tıklayınız. [ Boyutu: 208,85 KB ]




Copyright ©2006-2024, Durmuş Hocaoğlu

Sitede yayınlanmakta olan yazılar kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir.

Anasayfa  |  Biyografi  |  Kitaplar  |  Yazılar
Bildiriler  |  Röportajlar  |  İletişim