Geçtiğimiz hafta içerisinde bir Danimarka gazetesinde, insanlığın umudu, son ve en büyük peygamber, Müslümanların, iyi niyetle dahi olsa resminin yapılmasını haram saydıkları Hz. Muhammed'i aşağılayan on iki adet karikatür yayınlandı. Bu karikatürlerde yüce Peygamberimiz, fizyolojik olarak çirkin, vahşi, kan dökücü, terörist ve şehvet düşkünü olarak resmedilmişti. Hz. Muhammed Mustafa, karikatürlerden birisinde, başındaki sarığın alın kısmında Kelime-i Tevhid levhası ve üstünde fitili ateşlenmiş bir bomba bulunan, kindar bakışlı, çirkin suratlı bir intihar eylemcisi olarak gösterilmiş; bir başkasında, arkasındaki bir eşeği iple çekerek götüren dilenci kılıklı, meczup görünüşlü bir adam olarak çizilmiş; bir başkasında ise çok çirkin sakallı, elinde kınından sıyrılmış eğri kamasıyla, adam kesmeye gider gibi duran ve arkasında ise gözleri korkudan fal taşı gibi açılmış kara peçeli iki kadın bulunan, kadın düşkünü ve kan dökücü bir korsan, bir terörist olarak resmedilmiş bulunuyor.

 

Bu kadar aleni şekilde, bu kadar pervasızca yapılan hakaretlerden sonra daha da ağır ve daha da küstah olan ise, hakaretlerin ve alçakça saldırıların katlanarak ilerletilmesi olmuştur. Nitekim, İslam dünyasının bu küstahlığı protesto etmeye başlaması üzerine, gerek karikatürleri çizen ressamın ve gerekse de yayınlayan gazetenin özür dilemesi gerekirken, tam tersine, "fikir ve ifade özgürlüğü" gerekçesi ileri sürülerek, daha da küstahlaşılmıştır. Bunun hemen akabinde ise, diğer basın yayın organları da aynı küstahlık kervanına katılmış, bu terbiyesizliğe destek vermek amacıyla aynı alçak çizgileri sayfalarında yayınlamaya başlamışlardır. Bu terbiyesizce saldırganlık kısa zamanda siyasi bir mahiyet de kazanmaya başlamış olduğundan bu defa, Danimarka yöneticilerinin usulen de olsa bir özür beyan etmeleri beklenirken bu da yapılmamış, adeta, saldırganlara resmi destek verilmeye başlanmıştır. Gerçi Avrupa kamuoyunda ve bazı siyasetçiler arasında bu durumu onaylamayanlar da bulunmaktadır; ancak hem sayıları ve karşı duruşları çok yetersizdir ve hem de etkileri. 

 

Şu anda gelinen durum, kelimenin tam anlamıyla, Avrupa'nın, neredeyse bir bütün halinde, medya yoluyla ve siyaset desteğiyle, O en yüce insana, alemlere rahmet İslam peygamberine ve O'nun zatında İslam dinine karşı kaba bir saldırısına dönüşmüş bulunmaktadır.